DUYGU REGÜLASYON BECERİLERİ
En doğru duygu eğitimin birinci kuralı GÜVENDİR. Ailesine güvenen her çocuk kendini rahatlıkla ifade edebilir. Çocuklar ne anlatırsa anlatsın; onları eleştirmeden, dalga geçmeden ve önemseyerek dinlemeliyiz. Okul öncesi dönemde damgasını vuran öfke nöbetleri ve ağlama krizleri, küçük çocukların duygularını nasıl kontrol edebileceklerini henüz öğrenmediklerinin de somut bir göstergesidir. Ancak bu günlerin geçip gitmesini ve bir an önce büyümelerini beklemek yerine büyük faydalar sağlayan “duygu becerilerini” çocuklarımıza öğretmektir.
Küçük yaşlardan itibaren çocuklara duygular konusunda net ve açık bir eğitim vermenin ne kadar etkili olduğu bilinmelidir. Sosyal ve duygusal beceriyi öğrenen çocukların daha az öfke ve kaygı sergilediklerini ve daha iyi birer sosyal problem çözücülere dönüştüklerini görebiliriz. Erken çocukluk dönemindeki olumlu sosyal davranışlarla, gelecekteki akademik başarı ve zihinsel sağlık arasında güçlü bir bağ bulunuyor. Diğer bir ifade ile, çocuklar kendilerini sakinleştirmeyi, duygularını ifade etmek için kelimeleri kullanmayı ve başkalarına karşı nazik ve iyi davranmayı öğrendiklerinde, gelecekteki başarılarının ve ruhsal sağlıklarının da temellerini atıyorlar.
1. Duyguları İsimlendirin
Etkili öğrenmenin temeli “yansıtarak” dinlemektir. Çok küçük çocukların ve anaokulu çocuklarının kendilerini dille ifade etme becerileri sınırlıdır. Ancak anne babalar ve öğretmenler, çocukların davranışını – bağırmak, itmek, ağlamak ya da geri çekilmek olabilir – “dinleyebilirler” ve sonra da bunu onlara yansıtarak hissettikleri şeye bir isim koymalarına yardımcı olurlar.
- “Çok kızgınsın! Küçük kardeşin resmini yırttı ve sen de çok kızdın.”
- “Çok üzgünsün. Anneannen gitti ve sen de gitmesini istemedin. “Çok mutlusun! Kocaman bir balonun var ve çok mutlu olduğun için zıplayıp duruyorsun!”
Çocuklar büyüdükçe duygusal kelime haznelerini geliştirmek adına onları çeşitli kelimeler ile tanıştırmak için de aynı yöntemi kullanabilirsiniz: “Hayal kırıklığına uğramış gibisin. Kulen yıkıldı ve sen onu yapmak için çok uğraşmıştın! Bu çok moral bozucu.” Ya da, “Şaşkın görünüyorsun. Şimşek gerçekten çok sesliydi ve seni çok şaşırttı.”
2. Duyguları Normalleştirin
Duygular, iyi ya da kötü olarak sınıflandırılmamalı. Yine de güçlü duygular çocukları korkutabilir ya da yorabilir. Bu yüzden, uyaranlara verdikleri tepkiyi normalleştirmek – herkesin bazen kızgın, üzgün ya da korkmuş hissedebileceğini görmelerine yardım etmek onları rahatlatabilir ve başkalarının bakış açısından bakma becerilerini de geliştirir.
Çocuk sakinleştikten sonra tekrar konuya dönmeli ve çocuğun kendini nasıl hissettiği de dahil olmak üzere neler olup bittiğini kısaca özetleyin. Sonra ona, siz dahil herkesin bazen böyle hissedebileceğini hatırlatın. Örneğin, “Bu sabah anneanne gittikten sonra kendini çok üzgün hissettin. Etrafı tekmeledin ve ağladın. Anneannen kalsın ve seninle oynasın istedin. Herkes bazen üzgün hisseder. Anneanne gittiğinde ben de kendimi kötü hissettim. Onunla konuşmayı ve sana kitaplar okumasını seyretmeyi çok seviyorum. İnsanların “hoşçakal” diyip gitmesi üzücü bir şey. Onu yarın aramak ya da ona bir resim çizmek ister misin?”
3. Teknik Geliştirin
Her zaman ve genellikle hislerimizi kontrol edemeyiz, ancak duygularımızı nasıl ifade ettiğimizi kontrol edebiliriz. Bazen basit bir şarkı bile çocukların duygusal stresle baş etmelerine yardımcı olabilir. Çocuğun sevdiği bir şarkının sözlerini değiştirip şöyle yapabilirsiniz örneğin: “Kızdığımda kardeşime vuramam, ama yere ayağımla güm güm diye vurabilirim.”
Örneğin; Öfke duygusunu tanımayan çocuk öfke duygusunu yaşamasına rağmen anlamlandırıp ifade edemeyecektir. İfade edemediği için saldırgan tutum sergileyebilir. Saldırganlığın altında başka sebepler arasak da çoğu zaman saldırganlık sadece öfkeyi doğru ifade edememekten kaynaklanmaktadır.
4. Resimleri “Okuyun”
Kitap okumanın hikaye, roman empatiyi geliştirdiği bilinmektedir. Resimli kitaplar, küçük çocuklara duygusal okuryazarlığı öğretmek için güçlü birer araç. Bir hikayede mutlu, korkutucu ya da üzücü bir olay olduğunda, durun ve resme birlikte bakın. “Şu küçük kıza bak, sence şu anda kendini nasıl hissediyor?” Karakterlerin yüz ifadelerini, nasıl durduklarını ve neler yaptıklarını birlikte inceleyin. Aynı yöntemi birlikte çizgi film ya da film izlerken de uygulayın.
5. Farkındalık Çalışmaları Yapın
Bu çalışmalar, zihinsel sağlığı desteklemenin ve duygusal regülasyonu geliştirmenin yollarından biri. En basit meditasyon uygulamasını şöyle yapabilirsiniz: Oturduğunuz yerde hareket etmeden gözlerinizi kapatın, sakinliği hissedin ve dikkatinizi duyularınıza verin. Etraftaki seslere, kokulara, bedeninizin dokunduğu yerlere, gözünüzde canlanan görüntülere 60 saniye boyunca çocuğunuzla sessizce oturun. Ardından gördüklerinizi ve duyduklarınızı birbirinizle paylaşın. Parkta etrafınızı dinleyerek yürüme çalışması yapın. Uykudan önce ya da okul gününün sonunda, o gün içinde sizi mutlu eden küçük anları birbirinizle paylaşın.
ANAOKUL PSİKOLOJİK DANIŞMANI
MERVE CANER