– ÇOCUK VE İLETİŞİM
Facebook Twitter YouTube
Home Genel ÇOCUK VE İLETİŞİM
formats

ÇOCUK VE İLETİŞİM

Tarih 01 Mayıs 2020, yazar içinde Genel.

ÇOCUKLAR İLE İLETİŞİM KURARKEN

1.OLUMSUZA ODAKLANMAK

Anne babalar olarak, belki de insan olmanın doğası gereği yolunda gitmeyen, olmayan, yürümeyen durumlara daha çok dikkat çekeriz. Bunun sonucunda da çocukların yaptığı olumsuz davranışları daha sık görür ve uyarmaya başlarız. İyi niyetle başladığımız sürecin sonunda çocuklarımız da olumsuz davranınca aldıkları ilgiden dolayı olumsuz davranışlarını sürdürürler.

Çocukların tepkisi: Anne baba çocukları olumsuz davrandığında “yapma”, “bağırma”, “sıkma kardeşini” gibi uyarılar verdiklerinde, çocuk da anne babadan olumsuz ilgi almış olur. Çocuklar için de olumlu veya olumsuz ilgi fark etmediği için, olumsuz davranışını devam ettirir. Sık uyarı alan olumsuz davranış ise güçlenir ve tekrarlanır. Çocuk “yapma” dediğiniz davranışı sergilemeye devam eder.

Ne yapmak lazım?: Öncelikle çocuklarınızı çok sık uyarmayın. Uyardığınızda ise bunu ses tonu, kelimeleriniz ve zamanlamanızla doğru şekilde yapın. Çocuğunuzun olumlu davranışlarını sözle ve hareketlerinizle ödüllendirerek onu besleyin. Kendi içinde gösterdiği gelişmeyi onaylayın. Olumsuz davranışlarına çok yoğun şekilde odaklanmayın.

2.KARARLI VE TUTARLI  OLAMAMAK

Bir kural, yöntem, metot veya düzenlemeyi deneyecek veya yeni başlayacaksanız kendinizden ve zamanlamadan emin olun. Doğru karar verdiğinizden emin değilseniz veya içinde bulduğunuz durum veya şartlar (anneanne babaannelerin

varlığı, yatıya gelecek misafir, kardeş doğumu, tatile gitmek) tutarlı olmanıza engel olacaksa bunu önceden hesaplayın.

Çocukların tepkisi: Başlanan ve yarım bırakılan yöntemler ve kurallar çocukların anne babaya olan güvenini sarsmakla kalmaz, anne babanın yetkinliğine de gölge düşürür. Üstelik de çocuğunuz sizin yaptığınız davranışı model alır, evde söylenen sözlerin yerine getirilmediğini öğrenir.

Ne yapmak lazım?: Tutarlı davranacağınızdan emin olmadan yeni bir kural veya düzenlemeye başlamayın. Hem kendi içinizde, hem ev düzeninizle hem de eşinizle tutarlı olun. Çabuk pes etmeyin, çocuğunuz sınırlarınızı test ederken siz tutarlı ve kararlı davranmaya devam edin, model olduğunuzu unutmayın.

3.ARKADAŞ OLMAYA ÇALIŞMAK

Çocuğunuzla zaman geçirmek, onunla birlikte olmak, keyifli anları paylaşmak belki de anne baba olmanın en güzel tarafı. Ama bunun için onun arkadaşı olmanız gerekmiyor. Sizin kendi arkadaşlarınız, çocuğunuzun ise kendi arkadaşları var. Bu nedenle “ben çocuğumla arkadaş gibiyim” söylemi ilk anda çok olumlu çağrışımlar yapsa da anne baba olmanızın gerekliliğini hafife almayın.

Çocukların tepkisi: Çocuklar sınır, güvence ister kendilerinin anne baba tarafından sevildiği ve korunduğunu hatırlamaya ihtiyaç duyar. Sınırları ise arkadaşlarımız değil ebeveynlerimiz koyar. Ebeveynleri ile arkadaş gibi olan çocuklar dış dünyada arkadaşlık ilişkilerinde zorlanabilir, ben merkezci bir yapı geliştirebilirler. Erkenden yetişkin dünyasına girmiş olurlarsa bununla baş etmekte zorlanabilirler.

Ne yapmak lazım?: Arkadaş olmak söyleminden iyi zaman geçirmek, ona saygı duymak, birlikte yapılan etkinliklerden keyif almayı anlıyorsanız işler yolunda demektir. Arkadaşı olmaya çalışırken sınır koymayı, gerekli durumlarda yönlendirmeyi, örnek olmayı, öğretmeyi, düzen ve güvence sağlamayı, kısacası öncelikle anne babası olmayı unutmayın.

4.YIKICI  DİL KULLANMAK

Konuşurken seçtiğiniz kelimeler, ifade ediş tarzınız, cümlelerinizin taşıdığı mesajlar çok önemlidir. Bu nedenle çocuklarınızla iletişim kurarken sadece ne söylediğinize değil, nasıl söylediğinize de dikkat edin. Böylece sadece ifadenizi biraz değiştirerek çocuklarınızla olan ilişkinizde daha özenli davranmış olursunuz. Çünkü olumsuz dil maça eksi puanla başlamak demektir.

Çocukların tepkisi: Olumsuz ifade kullanımı çocukların da aynı ifadeleri öğrenmelerine neden olur. Sizin yetkinliğinizi tehdit edebilir, “yapmayacağımmm işte”, “vermezsen verme” gibi hırçın ifadelere dönüşebilir. Bu noktadan sonra da yapıcı bir iletişime dönmek çok zordur.

Ne yapmak lazım?: “Ödevini yapmazsan televizyon seyredemezsin” yerine “Ödevini bitirdikten sonra televizyon izleyebilirsin” diyebilirsiniz. İlkinde olumsuz davranışa odaklanır, neredeyse bir cezadan bahseder, hatta çocuğunuza olan inancınızı zedelersiniz. İkinci örnekte ise, beklenen davranışı söyler, çocuğun yapabileceğine olan inancınızı belirtir ardından ise keyifli etkinliği hedef gösterirsiniz. Bu bizler için de geçerli, değil mi?

5.KARARLI  GÖRÜNMEMEK

Çocuklar çok büyüdüklerinde bile karşılarında yetkin, kararlı, tutarlı anne babalar görmek isterler. Böyle ifade etmeseler bile, onları koruyan kollayan yetişkinlerin yaşadıkları sorunlara çözüm bulmalarını ister, anne babaları tarafından iyi yönetilmeye ihtiyaç duyarlar. “Hadi annecim noolursun”, “bak beni ne kadar üzüyorsun ağlayacağım şimdi”, “lütfen sana yalvarıyorum”, “iyi o zaman baban gelsin de ona anlatırsın derdini” gibi yaklaşımlar ebeveyni güçsüzleştirir, çocuk – anne – baba arasındaki güç dengesinin bozulmasına neden olur.

Çocukların tepkisi: Güç dengeleri alt üst olduğunda çocuk kontrolü eline alır, durumlar üzerinde denetim sahibi olur. Bu dengesizlik çocuğa aynı zamanda kızgınlık getirir. Çocuk bunu yaparken de hırçınlaşır, anne babayı yetkin görmek için onları daha da zorlayan hareketler yapar, test eder. Sonunda ise ya ceza alır, bazen bağırılır bazen ise tokat yer.

Ne yapmak lazım?: Evde güç dengelerinin mutlaka anne baba çocuk arasında sağlanması gerekir. Bazı istisnai durumlarda çocuklar söz sahibi olsalar da, anne babalar yetkin ve tutarlı bir tavır sergilemelidir. Yalvarmak, yaşa uygun olmayan açıklamalar yapmak, çok uzun cümleler kurmak, geleceğe dair uzun söylemler vermek, rica etmek, tehdit etmek gibi davranışlar anne babanın yetkinliğini kısıtlar. Çocuğun gelişim dönemine uygun açıklamalarla, kararlı ve tutarlı olmak, çocuğun yaşadığı her durumda onu yönetebilecek becerilere sahip olmak önemlidir.

6. ÖNGÖRÜLÜ OLAMAMAK

Bazen sorun çıkmadan önlemek, sorun çıktığında onu çözmeye çalışmaktan daha uzun sürer ve daha yorucu olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun kişilik özelliklerini, zayıf yanlarını, eşref saatlerini bilmek ve bunlara göre önleyici davranmak çok önemlidir. Son anda kural, ödül veya ceza çıkarmamak çocuğun hayatını tahmin edilebilir kılmak oldukça önemlidir.

Çocukların tepkisi: Sorun çıktığı anda kızmak, sinirlenmek, davranışı durdurması için çocuğu tehdit etmek veya hemen o anda bir ödülle davranışı durdurmak verimli yöntemler değildir. Siz önleyici olmadığınızda veya kuralları, yaptırımları önceden belirtmediğinizde çocuğun kafası karışabilir, huysuzlaşabilir.

Ne yapmak lazım?: Alışveriş merkezine gittiğinizde oradaki oyuncaklara binmek için çocuğunuzun hevesli hatta ısrarcı davranacağını düşünüyorsanız bunun önlemini evden çıkmadan önce alın, gidince orada ne yapacağınızı, neye izin olup olmadığını açıklayın. Böylece onu alışveriş merkezinde çekiştirmeden, diğer insanların bakışlarından rahatsız olmadan, sinirlenip öfkelenmeden keyifli zaman geçirebilirsiniz. Aksi halde önleyici olmamak çürük dişi fırçalamaya benzer; çok geç olabilir.

 

                        ANAOKULU REHBERLİK BİRİMİ

MERVE CANER

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>