ÇOCUĞUMUN OKULDA İLK GÜNLERİ
Benim minik çocuğum artık okullu oluyor. Çocukların okula başlaması doğal olarak her anne babayı heyecanlandıran, gururlandıran ama aynı zamanda bir takım kaygıları da getiren bir süreçtir.
Okul aileden sonra çocuğun içinde bulunduğu ilk temel sosyalleşme kurumudur. Okula başladığında evden farklı bir ortamda kendisini bulur. Okul sürecinin başlaması ile çocuklarda kişiliklerini kazanmaya yönelik çabalar artacak, kendi iç zenginlikleri ile çevreye açılmaya başlayacaktır. Anaokuluna başlayan bir çocuk artık kendi başına bireyselleşme sürecine yol almış demektir. Ancak kimi çocuk dışarıdaki dünyaya meraklı, parkta ya da misafirliğe gidildiğinde diğer çocuklar ile iletişim kurmakta zorlanmazken bazısı daha çekingendir. Tanıdıklarına yakınlık gösterir, ya da önce gözlemler kendini güvende hissettikçe iletişim kurmaya başlar. Bu konuda çocuklardaki bu bireysel farklılıkların unutulmaması gerekmektedir.
Anaokuluna hazır olma sadece çocuğun hazır olmasından geçmez ailenin de çocuğundan ayrılmaya hazır olması demektir. Aile kendisini hazır hissetmeli bu konuda yüz ifadelerine, sesinin tonuna dikkat etmeli, hareketlerindeki endişe ve kaygıyı hissettirmemelidir. Unutulmamalıdır ki okula başlama döneminde çocukların gereksinimi olan en önemli duygu güvendir. Anne babayı kaygılı gören çocuk, korkacak, endişelenecek karşı tepkiler göstermek isteyecektir.
Biz çocuklarımızın problem çözen, bağımsız, özgüvenli, sorumluluk sahibi, saygılı, becerikli, kendini ve başkalarını seven, sosyal, girişken, duyarlı, dikkatli ve mutlu bireyler olmasını istiyoruz.
Unutmayalım ki çocukların uyum becerisi; onun yaşına, kişilik özelliklerine, sağlık durumuna, içinde yaşadığı sosyal çevreye hazır oluşuna bağlıdır. Okul öncesi dönemin ilk günlerinde ya da tatil sonrası okula dönüşlerde çocuklardaki farklı tepkiler çok normaldir. İlk günlerde okula tepkili olabilir, aileden ve evden ayrılmak istemeyebilir, anne babasının okulda da yanında olmasını isteyebilir. Öncelikle bu durumun sadece sizin çocuğunuzun başına gelmediğini hatırlatmak isterim. Okula gitmek istememe, annesini yanında isteme gibi durumlar okul öncesi dönemdeki çocuklarda karşılaşılabilecek durumdur. Bu durumun geçici, okula alışma sürecinde yaşanan bir durum olduğunu akıldan çıkarmamak ve panik yapmamak gerekir. Onun yerine soğukkanlılığınızı koruyarak uyum sürecinde zorluklar ile karşılaştığınız anda PDR birimi ve öğretmenlerimizden destek alabilir ve bizler ile ortak bir tutum sergilemenizi isteriz. Bu aşamada;
- KARARLILIK: Kararlı ve tutarlı olmaya dikkat edilmeli. Unutmayın ki anne- babanın sabırla kararlı bir tutum sergilemesi uyum sürecini olumlu etkiler.
- ORTAK STRATEJİ: Yaşanılan zorlukları PDR birimi ile paylaşın bu zorlukları nasıl çözüm üretebileceğimize birlikte karar verelim, tutum birliği içinde olalım.
Kendinizi korumacı değil, çocuğunuzun gelişimine destek ve yardımcı kişi olarak düşünün. Sürekli korumacı bir tutum, çocuğunuzun dış dünyayı keşfetmesini engelleyebilir, özgüveni sarsılabilir.
OKUL KORKUSU YAŞAMAMASI İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Çocuğunuzun gözünden dünyaya bakmak onun yaşadıklarını anlamak demektir. Çocuğunuzla sağlam bir ilişkinin temeli kayıtsız şartsız sevgidir. Çocuğunuza göstereceğiniz sevgi ve ilgi iyi bir eğitim ortamının en iyi koşuludur.
Okulda yaşanan kaygılar zamanla korku halini almaktadır. Okul korkunun yaşandığı durumlarda, çocukta ağlama ve sizin onun yanında olmasını isteyecektir. Ebeveyn olarak sizin sınıfa girmeniz onun yanında olmanız alışma dönemini zorlaştıracaktır. Aile olarak ayrılık sahnesi olabildiğince kısa tutulmalıdır. Anne baba çocuğa onu çok sevdiğini, okulda mutlu ve güvende olacağını, gün sonunda okula gelip onu alacaklarını söylemelidir. Bu süreçlerde ailenin evde olumlu telkinlerde bulunması gerekebilir.
- Okul hazırlığını, sabah kalmayı eğlenceli hale getirebilir.
- Okula birlikte gelip, çantasına küçük notlar bırakılabilir.
- Yalnız başına hareket edebilmeyi ve ihtiyaçlarını giderebilmeyi öğretin. Okulda ayakkabılarını tek başına bağlayabilme, el yıkama, çanta taşıma, üstünü giyip soyunma gibi öz bakım becerilerine çok ihtiyacı olacaktır. Bu becerileri bir an önce öğrenmesi, okul için önemli bir hazırlık ve avantaj olacak ve kendini okulda daha iyi hissedecektir.
Oryantasyon döneminde çocuklarınızı öğretmenlerle iletişim kurmalarını sağlamanız onların birbirlerine daha güvenli bir şekilde bağ kurmasını destekleyecektir.
- Okula gitmek istemeyen çocuklarda gece yatmadan önce ve sabah kalktığında psikosomatik dediğimiz bulantı, kusma, karın, baş ağrısı gibi şikâyetler görülebilir.
- Çocukla konuşarak, onu gerçekten rahatsız eden bir durumun olup olmadığını anlamaya çalışın. Eğer böyle bir durum varsa, bu sorunların halledilebileceği ve giderilebileceğini belirterek çocuğu rahatlatma yoluna gidilmeli.
- Okula gitmesi konusunda aile fertleri tutarlı davranmalı; anne gitmesi konusunda ikna etmeye çalışırken baba, bugün gitmesin gibi bir tavır içinde olmamalıdır. Çünkü çocuklar, bu tarz açıkları çok profesyonel şekilde kullanacaktır.
ÇOCUKLARIN OKULA UYUMUNU KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN ANNE- BABALARA ÖNERİLER
Değerli velilerimiz;
Dönemin başladığı ilk gün her zaman, ağlayarak ebeveyninden ayrılmak istemeyen birkaç çocuk olur bu durum ise kaygılanmayı gerektirmeyen çok normal bir tepkidir. Böyle bir durumda ebeveynin yapması gereken çocuğa karşı sakin, net, bir tavırla gerekli güveni verebilmektir.
Bu yaş çocuklar somut düşünürler. Bu yüzden, okula başlamadan önce okulla ilgili somut bilgileri çocuğunuzla paylaşın, duygusal açıdan hazırlayın, neden okula gitmesi gerektiği ve okulun ona neler kazandıracağı hakkında bilgi verin. Çocuğunuza okulda neler yapılacağını anlatın (günlük akış, kahvaltı, oyun saati gibi ) sosyalliğinden, eğlenceli yanları anlatılmalıdır.
”Arkadaşlarınla keyifli vakit geçireceksin, bu konuda sana yardımcı olacak ve seni sevecek öğretmenlerin olacak” gibi cümleler kurabilirsiniz. Öğretmenizle işbirliği içinde olmak ve tutarlı davranmak, bu süreçte sorunu çözmede size avantaj sağlayacaktır
Çocuğunuza okula başlama sürecinde sorumluluklar verin, fırsatlar tanıyın bu davranışlar çocuğunuzun kendine olan inancını artıracaktır. Örneğin çantasını hazırlama, suluğunu doldurma gibi.
Okulda yaşadıklarıyla ilgili onunla konuşun. Ancak okul çıkışı hem fiziksel hem de duygusal olarak yorgun olabileceğini ve her şeyi anlatmak istemeyeceğini unutmayın.
Çocuğunuz eve geldiğinde “Sıkıldın mı?” “Korktun mu? “gibi. İfadeleri kullanmayın. Onun yerine “Okulda en çok neyi sevdin?’’ diye sorarsanız okulda sevdiği şeylere odaklanacaktır ve onlar arasında seçim yapmaya yönelecektir.
Evde çocuğunuza bir şey yaptırmak istediğinizde öğretmen ile koşullandırmayın. (Yemek yemezsen öğretmenine söylerim gibi.)
Çocuğunuzun okulda olacağı süre içinde onun yanında plan yapmayın bu onun okula uyum sağlamasını zorlaştıracaktır.
Çocuğunuzun duygusal tepkilerini fark ederek onu anlamaya çalışın.
Normal bir gün gibi davranın, okulun ilk günü ebeveynler bazen çocuklardan daha telaşlı olabilir ve bunu çocuklarına yansıtabilirler. Ebeveynler mümkün olduğunca bu durumu çocuğa yansıtmamalıdır.
Çocuğunuza karşı kararlı ve tutarlı olmaya özen gösterin.
Bir gece önce iyi bir uyku almasını ve dinlenmesine dikkat edin. Aksi halde ilk gün stresine bir de uykusuzluğun vereceği sinirlilik eklenebilir.
Çocuğun düzenli olarak okula gitmesi sağlanmalı ve bu konuda taviz verilmemeli. Duygusal davranarak çocuğun her istediğini elde etmesine izin verilmemeli.
Çocuğunuz ilk günlerde rahat olabilir. Ancak okula başlamış olmanın anlamını daha sonra kavrayıp tepki gösterebilir, telaş etmeyin.
Kendinizi korumacı değil, çocuğunuzun gelişimine destek ve yardımcı kişi olarak görün.
Çocuktan ayrılmak en kritik andır haber vererek kararlı bir şekilde ayrılın. Okula vardığınızda çocuğunuz ile vedalaşmayı uzun sürdürmeyin, sınıf önünde beklemeniz çocuğunuzu daha fazla kaygılandırıp uyum süresini uzatacaktır.
Çocuğunuzda ayrılma ile ilgili problem yaşayacağınızı düşünüyorsanız bu konuda rehber öğretmen ve okuldan yardım alın.
YAŞAMSAL BECERİLERİ İÇİN YENİLİKLERİN VE DEĞİŞİMLERİN İKİNCİ ADRESİ OKUL, BU GÜNLERİ HEP BİRLİKTE MUTLU VE BİRBİRİMİZE DESTEK OLARAK GEÇİRMEYİ UMARAK İLGİNİZ VE DESTEĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.
TED ESKİŞEHİR KOLEJİ
PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMEN
MERVE ÜSTÜN